ISSN 1308-8483

HAYIRSIZI HAYRA ÇEVİRMEK
Periskop   

Seyfi GÜL    
  Yayın Tarihi: 17.4.2014    


HAYIRSIZI HAYRA ÇEVİRMEK


Seçim bitti. Sayım suyum sona erdi. Taşlar yerine oturdu. Seçilenler ilk toplantısını yaptı.

Serdar Tunçbay ve Bahar Öztürk Foça Belediye Başkan vekili olurken, komisyonlarda yer alacak üyeler belirlendi.

Büyükşehirde de üç temsilcimiz üç ayrı komisyonda yerini aldı. Hukuk’ta Raşit Dirim, Kültür ve Turizm’de Serdar Tunçbay, Tüketiciyi Koruma Komisyonunda Beyhan Türker..

Esnaf ve vatandaş ziyaretleri, Demokrasi meydanında yakar top oynamalar filan derken ulusal basında bir Foça haberi gündeme oturdu. Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 7.nci sınıflar için yaptığı sınavdaki bir soruyla, bizim Foça başköşede yerini aldı. Sorunun her türlü yorumlanabilecek bir tarzı ama araştırıldığında görüldü ki iyi niyet vardı.

Yaşamını uzun yıllardır Foça’da sürdüren Ercan ailesinin gönlüne sıkıntı düşürmüştü haber. Onlar ki birbirlerine böbreğini verecek kadar sevgili. Onlar ki köpekleri öldüğünde günlerce yas tutan. Onlar ki can dostları için bahçelerine neredeyse anıt mezar yaptıracak kadar duygulu. Onlar ki emeklilik dönemlerini Denizkent’in rüzgara açık, kenti ve çevresini tek gözle görecek kadar panoramik bir noktasında tüm sıkıntılarına rağmen yaz kış ayrılmadan geçiren. Onlar ki Foça’ya, İngiliz Burnu’na, İncir’e, Fener’e, Orak’a, Atatürk’e hayran..

İşte o hayranlık, o sevgi Antalya’da soru olmuştu. Hayırsız mı, Atatürk mü? Üzerinde ot bile bitmediği için hayırsızmış ta, hayırsız da olsa Atatürk’e benzediği için Atatürk adası demek gerekirmiş te. Bir sendika başkanı tepkiyi koyuverdi. Ortalık toz duman. Ercan ailesi şokta. Çoluk çocuk şüphe bile edilmeyecek bir konuda, Atatürk ilke ve inkılaplarına inanç ve bağlılıkları konusunda bir anda ters köşeye düştüler.

Yörenin tanıtımına katkı olur diye hazırlanan “hayırlı” bir soru, şerre “kötülüğe” dönüşmüştü. Bu “şerri” tekrar “hayra” dönüştürmek gerekiyordu. Hem ailenin huzuru, hem Foça’nın gururu olacak bir tarz denemeliydi.

“Hayırsız” ada Foça için aslında şanslardan biriydi. Yurdun en doğusundaki bir dağın gölgesi 15 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında Atatürk silueti olarak düşüyordu. Gömeç’te o siluet uzanmış yatıyordu. Ve Foça’da, vatanın en batısında, rüzgar ve deniz işbirliği yapmış, o silueti denizin ortasına kondurmuştu. O Çanakkale’de, Conk bayırında göğsünde şarapnel patlamış, o Kurtuluş Savaşında “İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri” komutuyla gönülleri coşturmuş muzaffer askeri, o devrimlerin hazırlayıcısı, çağdaş Türkiye’nin kurucusu, devlet adamı ve insan Atatürk burada. Bu sularda. Sırtını, ömrünü kurtuluşu ve yükselmesi için harcadığı Anadolu’ya yaslamış. Gözleri artık bir başka bayrağın dalgalandığı Selanik’e, doğduğu topraklara bakan.

Dünyada her yer, turizm değeri için küçücük ayrıntılar ararken biz böyle büyük bir nimeti değerlendirmemişiz. Az çok bilenler tekne turlarında özellikle orayı görmeyi zaten istiyorlar. Duyarlı tekne sahiplerimiz o silueti göstermek için teknelerini mutlaka uygun açıya getirip anlatıyorlar. Sonra haritalara bakılıyor ki adı “Hayırsız”. Fransız Felix Sartiou 1900’lerin başında not düşmüş. “karteria” veya “hair siz”.

İşte bu şer şimdi hayra dönüşecek. Foça Belediyesi bu vesileyle mülkiyetinin de kendisine ait olduğu hatırlanan adaya “Atatürk Adası” adını verecek. Eminim ziyaretçi sayısı artacak. Haritalarda böyle bir adı görenler, en azından meraklarını gidermek için yelkenleri bu sulara açacak, dümenleri buralara kıracak.

“Hayırsız”ın geleceği ve getireceği “Hayırlı” olsun.

TARIK DURSUN K. SOKAĞI

Mevcut yönetime muhalif bazı adayların önerilerinin değerlendirildiğinde ilçeye katkı yapacağına inananlardanım. Bu önerilerden biri de Foça’nın efsane isimlerinin sokak adı olarak değerlendirilmesi. Kırkon – Rokana - Kosova Sokakları. Kırk Yalan Şakir Caddesi. Porsuk Arif – Kartal Ali Meydanları gibi adlar burayı daha özel kılacaktır. Maliyeti bir meclis toplantısında karar almak ve bir levha yaptırmaktan ibaret .

Foça Belediye Meclisi’nden, daha önce çalışması yapılan bir sokak ismini de artık görmek istiyoruz. 151 Sokak levhasının, ileri yaşına ve çeşitli rahatsızlıklarına rağmen yazmaya devam eden Foça sevdalısı, duayen yazar Tarık Dursun K. adıyla yer değiştirme vakti geldi de geçiyor.

Haydi daha fazla bekletmeyin. O levhanın altında muhtereme bir cigarayı çok görmeyin.

YEŞİL SAHALARIN YAŞLI ÇOCUKLARI

Toplum içinde hep çocuklarımızı kahve köşelerinden kurtarmayı konuşuruz. Onlar için sportif ve kültürel aktivitelere yöneltme çareleri ararız. Çok doğru.

Bir doğrumuzda yaşlılarımızı kahve köşelerinden kurtarmak olmalı. Onları da hayata bağlamak, yaşama sevinçlerini ve heyecanlarını kaybettirmemek gerek. Yıllardır bu konuyu canlı tutmaya çabalayanlardanım. Dünün afacanları kırklı, ellili, altmışlı yaşlarında hayata küsmemeli. İçlerindeki çocuk hep yaşamalı.

Foça Masterler bu uğurda önemli bir işlev üstleniyor. Şimdilik sadece futbol oynuyorlar. Yurtiçinden, yurtdışından akranlarını misafir ediyorlar. Çok kibar, çok efendi, çok alçakgönüllü olarak çıktıkları sahalarda kazanma isteği hortlamış, savaşma duyguları kabarmış, bambaşka bir ruh haline bürünüyorlar. Yeşil sahaların yorgun ve yaşlı çocukları bu savaş ortamında yeni dostluklara, arkadaşlıklara imza atıyorlar. Neredeyse her konuk edilen gruptan birçok kişi bu kez aileleri ile birlikte Foça’ya kalmaya geliyorlar.

Foça eğer turizmini butik tesislerle sürdürecekse, spor turizminin bu işe ne kadar büyük katkı yapacağının da farkına varmalıdır. Foça Belediyespor’un idari yapısında her dalda spor yapabilenleriyle Masterler Şubesi oluşturulmalıdır. Bu kategoride yerli yabancı pek çok kişiyi yöreye çekmek, konaklama ve yeme içme ihtiyaçları için esnaf ve turizmcileri işin içine sokarak doluluk oranlarının az olduğu dönemlerde uygun ortamlar sağlamak, turnuva ve benzeri organizasyonlar yapmak turizmi 12 aya yaymak isteyen Foça için bir yoldur, yöntemdir.

Ülkemizde başta Antalya olmak üzere, Avrasya’nın birçok ülkesi bu yolda önemli aşamalar kaydetmiştir. Yaşı kemale ermiş bir Beyaz Rus’un, Ukraynalı, Romanyalı, Hollandalı Yunanlı, İngiliz, Kıbrıslının Türkiye’ye top oynamaya gelmesi, bir Türk takımının buralara gitmesi sıradan bir durum haline gelmiştir.

Onlar Foça’yı bizden dinledikleriyle, broşürlerle, internetle biliyorlar. Bazıları gelip gördüler, bizim ihtiyar delikanlıların karşısına çıktılar da. Mutsuz, pişman ayrılanı yok. Gelip birkaç gün, belki hafta kalmak istiyorlar. Hem dinlenmek hem sahalarda yorulmak istiyorlar.

Onları getirmenin yolu basit. Bu basit yolu eyleme dönüştürmek bize düşüyor.

Seyfi GÜL




Okunma: 2099









   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)