Yine bir ağaç dikim mevsimi geldi; fidanı az, ağacı-ormanı noksan Anadolu topraklarına...
Her yıl kesilen biçilen, yakılan yıkılan ve yok edilen ağaçsız bırakılan yurt topraklarına...
Ve aynı zamanda giderek bozlaşan, taşlaşan Foça topraklarına...
Arkeolojik ve jeolojik buluntulara göre üzerinde yaşadığımız bu toprakların en eski ağacı zeytindir. İnsanoğlu zeytini 8 bin yıl önce bir şifa kaynağı olarak keşfetmiş, o günden bu yana da meyvesinden, dalından yaprağından yararlanmaktadır...
Ne güzel...
İnsanlık tarihi kadar eski olan zeytinin değerini ve önemini anlayıp kavrayınca da onu kutsal kitaplarına, kitabelerine, kuruluş efsanelerine koymuş, üzerine yeminler etmiş ve kendisine "Ölmez Ağaç" sanını vermiştir.
Doğanın ve insanın her çeşit tahribatına 700 ila 2 bin yıl arası direnen ve ayakta kalan zeytin ağacı; bütün bu cefa ve eziyete rağmen insanı beslemekten, doyurmaktan, sağlığını çoğaltmaktan geri kalmamıştır...
Bu olağanüstü dayanıklı, dirençli ve uzun ömürlü ağacın anavatanı - ne kadar öğünsek azdır – Anadolu’dur. Bugün güzel yurdumuzda 200 milyona yakın zeytin ağacı olmasına rağmen bu kutsal ağacın ürünleri olan zeytin ve zeytin yağı – maalesef - hak ettiği yerde değildir.
Bunun temel nedeni de şudur: Alım gücü düşük olan halkımız haklı olarak zeytini ve zeytin yağını pahalı bulmakta bu "kara altın" ve "altın sıvı"dan yeterince yararlanamamaktadır.
Gelin, şu münbit toprakları Foça'dan başlamak üzere -tez elden- Zeytin Ormanlarına dönüştürelim...
Foça yerel yönetimine sesleniyorum:
Bu yıldan başlamak üzere - hemen ve ivedilikle- Foça halkına 1ooo(bin) zeytin fidanı - hem de ücretsiz- dağıtın. Dağa-taşa, bağa-bahçeye nereye dikerse diksinler; varsın kurt kuş yesin ama bu topraklar mutlaka zeytin fidanı ile buluşsun...
Askeri ve Sivil, bütün toplum kuruluşlarına, meslek kuruluşlarına sesleniyorum:
Mensuplarınıza, üyelerinize yerel yönetimin ücretsiz dağıtacağı zeytin fidanlarından edinmelerini ve Foça toprağına dikmelerini öğütleyin; Foça'nın dağı taşı ZEYTİN AĞAÇLARI ile dolsun.
