ISSN 1308-8483
   ISSN 1308-8483
Alevi-Sünni Aşure’de bir oldular

   .::


Seyfi GÜL    

  Yayın Tarihi: 11.12.2011    

Alevi-Sünni Aşure’de bir oldular



Muharrem Ay’ı dolayısıyla Alevi Kültür Dernekleri Bağarası Şubesi’nce düzenlenen aşure etkinlikleri Foça Bağarası mahallesinde yapıldı. Derneğin Cem Evi’nde 10 Aralık 2011 Cumartesi günü saat 15.00’da başlayan etkinlik programını yörede yaşayan Alevi ve Sünni 350 dolayında vatandaş birlikte izledi.

Foça Belediye Başkan vekili Osman Yurtseven, Foça Kent Konseyi Başkanı Orhan Gürer, Foça Ziraat Odası Başkanı Ercan Yüksektepe, Atatürkçü Düşünce Derneği Foça Şubesi Başkanı Neşe Uprak, Foça Belediye Meclis üyeleri Osman Mert, Esen Çeşmeci, Yusuf Çemrek, Özgür Ulu ile Foça Kaymakamı Adem Arslan ve Foça Müftüsü Selahaddin Çelebi’yi temsilen yetkililer ve İzmir Bölgesi’nden Alevi dernekleri temsilcileri katılımcılar arasında yer aldılar.

Eğitimci-yazar Yılmaz Mızrak’ın izleyenleri “Sevgili Can’lar; Sizleri Muharrem Ayı’nda yitirdiğimiz Kerbela şehitleri için, yirminci yüzyılın büyük dahisi, Cumhuriyetimizin kurucusu, sevgisi Alevi-Bektaşi toplumunda daima yaşayacak olan büyük kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal Atatürk için, Sivas’ta yakılan, Maraş’ta, Çorum’da, Anadolu’nun birçok yerinde yüzyıllar boyunca kırılan tüm Can’larımız için” sözleriyle davet ettiği saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu.



İlk konuşmayı yapan Alevi Kültür Dernekleri Foça Bağarası Şubesi Başkanı Murteza Aktaş “1372 yıldır süren bir acıyı taşıyoruz bugüne. Hz. Muhammed’in torunu olan Hz. Hüseyin’i Bedir’de, Hendek’te, Uhud’da Peygamber’e karşı savaşanların soyundan gelen İslam düşmanları katletmiştir. Bu olaydan sonra İslam merkez olmaktan çıkmış, hanedanlık kurulmuştur. Biz Alevi toplumu olarak Hz. Hüseyin’e yapılana karşı çıkmakla, aslında yapılan tüm haksızlıklara karşı çıkmış oluyoruz. Her devrin Nemrud’u-İbrahim’i, Firavun’u-Musa’sı oldukça, zalim ve mazlum var oldukça, Hz. Hüseyin kıyamete kadar anılmaya devam edecektir. Aşure Günü’nün pek çok anlamı vardır.. Birincisi Hz. Hüseyin ile ilgili olandır. Hz. Ali’nin doğum günü, Hz. Yahya’nın vaftiz günü, Hz. Musa’nın tur dağına çıktığı gün, Hz. Yusuf’un zindandan çıktığı gün, bir yunus balığı tarafından yutulan Hz. Yunus’un buradan kurtulduğu gün gibi değişik olaylara dayandığı söylenebilir.” dedi.

Alevi toplumu olarak hala zihinlerde soru işaretleriyle anılmaktan rahatsız olduklarını söyleyen Aktaş kırsaldan kente gelişleriyle birlikte kurumsal yapılarının, adetlerin, töre’nin bozulduğunu bu nedenle Alevi toplumunu bir araya getirmede sıkıntılar yaşadıklarını anlattı. Aktaş; “Cem evlerimize geldiğinizde, Hacı Bektaş-ı Veli’yi, Hz. Ali’yi, Atatürk’ü ve Türk Bayrağı’nı yan yana görürsünüz. Bunlar Anadolu’nun ortak değerleridir. Ortak olması gereken Diyanet’ten yararlanmada ise sıkıntımız vardır. Hak olarak Diyanet’ten bir şeyler istiyoruz ki derneklerimizi, Cem Evleri’mizi çalıştırabilelim. Yoksul insanlarımızdan aldığımız bir-iki kuruşla bunu başarmamız çok zor. İnancımızın merkezinde insan olduğu için, insana hürmetten kaynaklanan bir yapımız olduğu için, Foça ve Bağarası halkıyla birlik bütünlük içindeyiz. Bu anlamda bir sorun yaşamıyoruz. Ancak ihtiyaçlarımızla ilgili olarak Kaymakam ve Müftümüzden ilgi bekliyoruz.” dedi.



Foça Belediye Başkan vekili CHP’li Osman Yurtseven konuşmasında geçmişte yaşanan acılara rağmen iki toplumun kin beslemeden bir arada yaşama azim ve iradesine vurgu yaptı. Yurtseven; “Bugün, günümüzde, Cumhuriyet tarihimiz içinde yaşanmış bazı olumsuz olayları hatırlatarak toplumları birbirine düşman edeceğini zannedenler varsa ciddi anlamda yanılıyorlar.” dedi.

Foça Müftüsü’nü temsilen konuşan Bağarası Camii İmamı Bayram Çoban; Muharrem Ayı’nın İslam’dan öncede kutsal bir ay olduğunu, İslam sonrası maalesef acı olayların meydana geldiği bir ay olarak anıldığını anlattı. “Kerbela’da Ehl-i Beyt’e yapılan zulüm bütün insanlığı derinden sarsmıştır. Ehl-i Beyt dindir. Ehl-i Beyt’i sevmek dindir. Her evinde bir Ali’nin, Fatma’nın, Hasan’ın, Hüseyin’in olduğu, çocuklarına en değerli isimler olarak bunları veren Anadolu’da bu olayın yıldönümünde içi sızlamayan, yarası kanamayan, yüreği yanmayan, gözü yaşarmayan insan tasavvur edemiyorum.” dedi.

Son olarak kürsüye gelen Alevi Dedesi Ali Tekin, yüzyıllardır maruz kaldıkları acı olaylara rağmen taviz vermeden bugünlere geldiklerini, bugün kendilerini yanlarında görmek isteyenlerin beş yıldızlı otellerde iftarlar düzenlediklerini, alevi açılımları yapmaya çalıştıklarını belirttiği konuşmasının ardından, izleyenlerin huzurunda “çorba” olarak adlandırdıkları “aşure”nin duasını yaptı.

Katılımcılara dağıtılan aşure Alaattin Yiğit ve Zakir Malik Yüksekova’nın sazı ve sözünden dinlenen deyişler eşliğinde yendi.

Saat 16.30 dolayında sona eren gündüz etkinliklerinin ardından, akşam saat 18.00’da da Cem yapıldı.



Seyfi GÜL







Okunma: 4119
Okunma: 4119












Booking.com


   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)