ISSN 1308-8483
   ISSN 1308-8483
Alev Coşkun Konferansı "Lozan Bugün Neden Çok Önemli"

   .::


Seyfi GÜL    

  Yayın Tarihi: 27.7.2011    

Alev Coşkun Konferansı "Lozan Bugün Neden Çok Önemli"



Eski İzmir Milletvekili, Cumhuriyet gazetesi yazarı Dr.Alev Coşkun Foça Reha Midilli Kültür Merkezi’nde bir konferans verdi. “Lozan Bugün Neden Çok Önemli” konulu konferansı Foça’da yaşayan bazı yazar-şair’ler ile çok sayıda Foçalı vatandaş izledi.

Açılış ve takdim konuşmasını eğitimci-yazar Yılmaz Mızrak yaptı.

25 Temmuz 2011 Pazartesi günü, saat 20.30’da başlayan konferansın ilk bölümünde Dr. Alev Coşkun, Lozan Konferansı öncesi Türkiye’nin coğrafik, yönetimsel, maddi ve psikolojik durumlarını irdeledi.

Konferansa katılacak heyetin seçiminde Mustafa Kemal Atatürk’ün o günün bazı devlet yöneticilerini çok istemelerine rağmen reddederek, İsmet İnönü’yü görevlendirmesinin gerekçelerini anlattı.

Alev Coşkun tarihi akış içinde şu görüş ve değerlendirmelere yer verdi.

“Sevr antlaşmasının çok özeti şudur. Türkler her yerden sökülüp atılıyor. Türklere ufak bir adacık bırakılıyor. Neresi? Konya, Çankırı, Çorum, Amasya. Bir kırsal alan. Bir köylü devleti yaratılıyor. Zaten bir müddet sonra o da bitecek Doğu’da Ermenistan ve Kürdistan kuruluyor. Şimdi daha iyi anlıyoruz, bugünkü ikinci Cumhuriyetçilerin, döneklerin niye Sevr’i istediklerini.

Ve Türk’ün ateşle imtihanı başladı.

Nazım Hikmet dizelerinde diyor ki “Ateşi ve ihaneti gördük”

Bütün dünyanın beklemediği bir şekilde 9 Eylül’de zaferi kazandık.

Mudanya’da İsmet İnönü’nün heyet başkanı olması herkesçe isteniyor ve bekleniyordu. Öyle oldu. Şimdinin ikinci Cumhuriyetçileri, dönekleri işbirlikçileri ben onlara kısaca dansözler diyorum; Kurtuluş Savaşı’nın emperyal güçlere karşı verilmediğini söylüyorlar. Onlara demek lazım ki öyleyse Mudanya’da İngiliz, Fransız, İtalyan generalin işi neydi.

Lozan öncesi hem İstanbul hem Ankara’ya temsilci göndermesi için çağrı yapıldı. Milleti birbirine düşürmek için. Millet Meclisi’nin içindeki devrimcilerin kafası attı. 1 Kasım 1922’de Meclis’e bir yasa teklifi verdiler. Padişahlık lağvediliyor. Halifelik ayrılıyor. Osmanlı Devleti tarihten siliniyor. Meclisin içindeki işbirlikçilerin, padişahçıların yaptığı itirazlara Atatürk; “Efendiler egemenlik hiç kimseye bilim gereği olduğu için görüşmeyle, tartışmayla verilmez. Egemenlik bütün tarih boyunca güçle, erkle, zorla alınır. Türk Milleti de ayaklandı. Egemenliğini ele geçirdi. Burada toplananlar bu konuyu iyi düşünsünler. İyi tetkik etsinler. Zaten karar verseniz de vermeseniz de bu iş bitmiştir. Olacaktır, ama belki de o sıralar bazı başlar kesilecektir” dediğini nutukta anlatır. Bunun üzerine bir dakikada karar alındı ve padişahlık kaldırıldı. Böylece Lozan’a iki ayrı heyetin gitmesi isteği bertaraf edilmiştir.

Rauf Orbay’ın Lozan’a çok şiddetli gitme isteğine rağmen Atatürk oraya bir hesap adamını, topçu subayı, Mühendisane-i Hümayun mezunu, Kurtuluş Savaşı’nın muzaffer komutanı İsmet İnönü’yü göndermiştir. Meclis ve Atatürk’ün hazırladığı 15 maddelik listeyle Lozan’a gidilmiştir. Bu listede öncelikle bağımsız bir devlet ve kapitülasyonların reddedilmesi esastır.

Konferansta bazı simge olaylar vardır. Örneğin; Mont Vernon salonunda yapılacak toplantı öncesi salonu gezen İnönü görür ki, İngiliz heyeti başkanının koltuğu büyük, kendisininki küçük. “Ben küçük koltukta oturmam” diye itiraz eder. Bir saat içinde aynı büyüklükte bir koltuk bulunur. İsviçre Cumhurbaşkanı açış konuşması yapacak, delegelerden biri de, İngiliz Lord Curzon teşekkür konuşması yapacak. İnönü bir teşekkür konuşması da ben yapacağım der. Curzon konuşmasını yapar yapmaz İnönü kürsüye yürüdü ve konuşmasını yapmaya başladı. Bu teşekkürden ziyade biz sizlerle eşitiz, biz Osmanlı delegasyonu değiliz konuşmasıydı. Ve şöyle bitirdi. “Efendiler; Türk Milleti çok ızdırap çekti. Çok kan akıttı. Biz fazla bir şey istemiyoruz. Bütün uygar milletler gibi özgürlük ve bağımsızlık istiyoruz.”

Aslında iyi derecede Fransızca bilen İnönü yenilmiş değil yenmiş bir milletin temsilcisi olduğunu konferansta ben istediğimde Türkçe konuşurum inadıyla da diğer delegelere hissettirmiştir.

Kendisine baskıyla imzalatılmak istenen anlaşma metnine “Ben tutsaklığı kabul edemem” diyerek konferansı terk eden İnönü tekrar başlayan görüşmelere bu kez eşi Mevhibe Hanımı da götürüyor. Mevhibe hanım başörtüsünü çıkarıyor, tayyör diktiriyor. O da mesaj veriyor. Biz sizle eşitiz.

Sevr anlaşması yırtılıp atılıyor. Yepyeni modern laik Türkiye Cumhuriyeti kuruluyor. Bir İngiliz tarihçisi o günlerde şunları yazıyor. “Hemen hemen her konudaki Türk istekleri Lozan’da Birinci Dünya Savaşı’nın galipleri tarafından kabul edilmiştir. Dünya tarihte eşi olmayan bir olayla karşı karşıya kalmıştır. Yenilmiş, parçalanmış bir ulusun bu harabe içinden ayağa kalkması ve dünyanın en büyük uluslarıyla tam ve eşit koşullar içinde karşı karşıya gelmesi ve büyük savaşın bu galiplerini dize getirerek her isteklerini kabul ettirmiştir. İşte Lozan budur.

Atatürk de diyor ki “Lozan Anlaşması Türk ulusuna yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Anlaşması’yla tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın önlenmesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgesidir”

Konferans sürecinde yaşananlar ile bugünkü iktidar sahiplerinin davranışlarını kıyaslayan Coşkun, Lozan’da elde edilen kazanımların bugün yavaş yavaş kaybedildiğini ve emperyalistlerin Sevr’i tekrar hortlatma çabası içinde olduklarını anlattı. Konuşmacı son bölümde dinleyicilerden gelen soruları cevapladı.

Bazı siyasi parti liderlerine seslenen Alev Coşkun “Bir seçim oldu. Herkes şok geçirdi. Yüzde elli. Türkiye’nin ekonomik sıkıntısı tüketicinin cebine inmiş değil. Cari açık her gün büyüyor. Bir gün bu teker kopacak. CHP’ye yepyeni bir sistem, yepyeni bir örgütlenme, yepyeni bir oluşum gerekli. Gençleri kapsayan. İki yıllık bir program yapacaksınız ve önce gençleri eğiteceksiniz. Siyaset akademisinden geçireceksiniz. Ne demek Cumhuriyetçilik. Ne demek Sosyal Adalet. Ne demek Laiklik. Öğretmek lazım. Öğretmiyorsa yukarısı. Siz direteceksiniz. Hey yapın bunları deyip yapmak lazım. Yoksa işiniz zordur.” dedi.

“Atatürkçüler Ölmez, Kuvayı Milliyeciler tükenmez” diyerek konuşmasını tamamlayan Alev Coşkun; konferans sonrası “Samsun’dan Önce Bilinmeyen 6 Ay” adlı kitabını imzaladı.

Foça Belediyesi Meclis Üyesi Ayla Aksoy konuşmacılara teşekkür etti ve çiçek takdim etti.



Alev Coşkun’un Özgeçmişi : Alev Coşkun, 1936 yılında Ödemiş'te doğdu. Evli ve 2 çocuk babası olan Alev Coşkun İzmir Atatürk Lisesi'ni ve İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. New York Üniversitesi'nden Kamu Yönetimi ve Ekonomik Kalkınma üzerinde Master ve Doktora dereceleri aldı. Ayrıca Ohio State Üniversitesi Columbus - Ohio-Lisanüstü , Fordham Üniversitesi New York Lisanüstü Siyaset Bilimi Kurslarını başarı ile tamamlamıştır.

Amerika'da College of New Rochelle ve Üniversitelerinde ders verdi. Coşkun, 1961 Anayasasını hazırlayan Kurucu Meclis Üyeliği, 1973-1980 arası iki dönem İzmir Milletvekilliği ve Turizm Bakanlığı yaptı.

Basılmış beş kitabı ve yüzlerce makalesi vardır. Halen Cumhuriyet Gazetesi'ni yayınlayan Cumhuriyet Vakfı Başkan Yardımcısıdır.

Kocaeli Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünde ve İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsünde ders vermektedir.



Seyfi GÜL







Okunma: 2338
Okunma: 2338












Booking.com


   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)