İşçi Partisi Genel Sekreteri Avukat Hasan Basri Özbey 27 Mayıs 2011 Cuma günü Cumhuriyet Güçbirliği Foça seçim bürosunda büyük çoğunluğu emekli askerlerden oluşan Foçalılarla buluştu.
Aynı zamanda avukatlığını da üstlendiği İzmir 2'nci Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı, Ergenekon davasının tutuklu sanığı Doğu Perinçek'e destek için seçim çalışmaları yapan Hasan Basri Özbey bağımsız adaylara neden oy istediklerini anlatırken Silivri’de devam eden duruşmaların nasıl yapıldığı konusunda da bilgiler verdi.
Ergenekon’un sadece bir grup insanın tutuklanmasının değil Türkiye hakkında oynanan bir oyunun bir sürecin adı olduğunu söyleyen Özbey “Ergenekon Türkiye’nin bölünmesinin adı, milletin dağıtılmasının, ekonominin çökertilmesinin, Atatürk Cumhuriyeti’nin yıkılmasının adıdır. Diğerleri de kazanacak inanıyorum ama sadece Çetin Doğan ve Doğu Perinçek’in kazanıp meclise girmesi bile Ergenekon’u Balyoz’u vs. darmaduman edecektir. SONAR şirketinin İstanbul genelinde yaptığı bir kamuoyu araştırmasında Ergenekon tertibine karşı olan, o mağdurların kendisiymiş gibi karşı olan insan sayısı yüzde 13 -14‘tür. Yani kendisini Çetin Doğan gibi, Doğu Perinçek gibi hissedip karşı çıkıyor. Bu çok büyük bir rakamdır. Aynı ankette yüzde 60 oranında kişide Ergenekon bir palavradır diyor. Çetin Doğan’ın dediği bir söz var. Ergenekon, bu tertibi düzenleyenler hapse girdiğinde bitecektir.
Silivri duruşma salonuna girip bir saat izleyen çarpılıyor zaten. Bir tiyatro. Hakimler, Savcılar oturuyor. Sanıklar konuşuyorlar, ediyorlar. Havada balonlar gibi uçuşuyor konuştukları. Karşı taraf bir duvar. Özellikle birinci Ergenekon davasında artık yargılananlar mahkeme heyeti haline geldi. Hatta bir duruşmada hakim “Bizim de kendimizi savunma hakkımız var diyor, mahkemede bir hakim böyle bir şey der mi? Orada Türk yargısı diye bir şey yok, hukuk diye bir şey yok. Tam bir tiyatro.”
12 Haziran’ın Türkiye bölünsün mü bölünmesin mi, Atatürk Cumhuriyet olsun mu olmasın mı sorularına cevap niteliğinde olacağını belirten Özbey “Başbakan Erdoğan’ı anlıyoruz onun görevi bu. Ama şimdi Kılıçdaroğlu çıkmış özerkliği biz getireceğiz diyor. Dersimin hesabını soracağız diyor. Tayyip Erdoğan, İnönü’ye kadar gidebildi. Hitler benzetmesi yaptı. Dersim iddiasıyla. Şimdi Kılıçdaroğlu diyor ki hesabını soracağız. Kimden. Kim var. Bir numara da Atatürk var orada. Tuncelili yurttaş evine Hazreti Ali ile Atatürk’ün fotoğrafını yan yana asıyor. O günkü koşullarda yapılanları haklı görüyor. Ama bunlar hesap soracağız diyorlar”
Özbey; kamuoyunda Doğu Perinçek’in Bekaa’da Abdullah Öcalan’la görüşmesinin sürekli eleştiri konusu olduğu sorusuna şöyle açıklık getirdi. “Perinçek 2000’e Doğru Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni ve gazeteci olarak oraya gitmiştir. O görüşme aslında muazzam önemli bir görüşmedir. O görüşmeden biz hiç sıkıntı duymuyoruz. Keşke Doğu Perinçek daha iyi anlatsaydı bazı şeyleri ve ikna edebilseydi Abdullah Öcalan’ı. Türkiye bu noktaya gelmezdi. O fotoğrafları biz de dergimizde yayınlamışız. Yayınlıyoruz. Orada denmiş ki Ey Apo sen etnik kökenden gidersen Türk’e, Kürt’e düşmanlık yaparsın. Eninde sonunda emperyalizm gelir. Kucağına düşersin. Apoyla görüşmeye giden diğer tüm gazetecileri televizyonda yayınlayıp alkışla, Perinçek’e gelince o Apoyla görüşmüştü de. Savcılar Ergenekon dosyasına da koydu. Cengiz Çandar, Fatih Altaylı o meşhur bildiğimiz genel yayın yönetmenlerinin hepsi var. Hepsinde de aynı tören görüntüsü var. Ne zamanki Doğu Perinçek Lozan’a gider, Ermenilerle mücadeleye başlar. Ne zaman Türkiye için iyi bir şeyler yapar. Bu fotoğraflar meydana çıkarılır. Doğu Perinçek diyor ki ben o görüşmeyle iktidara yürüyeceğim. Çünkü o görüşmede Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmezliği var, Atatürk’ün tarifindeki gibi Türk Milleti’ni oluşturan Kürt’ün, Türk’ün kardeşliği var , birliği var. Türkiye bugün sadece birliği savunularak yönetilebilir. Perinçek süreci belki değiştirebilirim diye görüştü. Şimdi Tayyip Erdoğan, Öcalan’la görüşüyor, kim hesabına Amerika hesabına” dedi.
Hasan Basri Özbey konuşmasının son bölümünde İzmir’de gerekli olanın çok üzerinde bir oy alacaklarının anlaşıldığını, fazla oyların başkalarına faydası olacağına dair söylentinin kafaları karıştırmak için sıkça kullanıldığını belirtti. Kendilerine; CHP’li, MHP’li, DP’li olarak tanınmış birçok ismin destek verdiğini, gönüllüler sorumlusu ve gönüllü olarak kapı kapı dolaştığını anlattı. Bölünmemek için, kardeşlik için , Atatürk Türkiye’si için Cumhuriyet Güçbirliği’nin desteklediği bağımsız adaylara oy istedi.
