Dünyada 120 ülkede 172 bin üyesiyle faaliyet gösteren, Türkiye’de 19 yerde şubesi bulunan Slow Food Hareketi’nin Urla, Tire, Bornova, Çeşme’den sonra İzmir’in dördüncü Türkiye’nin 20.nci oluşumunu Foça’da gerçekleştirmek için düğmeye basıldı.
Bu amaçla hafta sonu Foça Demokrasi Meydanı’nda kurulan bilgilendirme çadırı ile hareket Foçalılara tanıtıldı. 23 Şubat 2011 Çarşamba günü saat.11.00’da Foça Belediyesi Reha Midilli Kültür Merkezi’nde bu amaçla bir toplantı düzenlendi. Foça’daki çevre örgütleri temsilcilerinin yanı sıra doğal ürünleri kullanarak yöresel yemekler yapan kişi ve kuruluşların da katıldığı toplantıda hareketin Türkiye’deki önemli isimlerinden İzmir Bardacık grubu lideri – gazeteci Nedim Atilla da konuşmacı olarak yer aldı.
Slow Food, dünya üzerinde İYİ, TEMİZ ve ADİL beslenme anlayışının en doğal insan hakkı olduğu gerçeğini savunan ve uygulama çabası içinde olan dünyasal bir oluşum. Irk, din, dil farkı gözetmeksizin bütün insanların iyi, temiz ve adil yiyecek ve içecek (temiz su hakkı) için çaba göstermesi gerektiğine inanır.
Açılış konuşmasıyla kürsüye gelen Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ bu hareketin Foçalıların katılımıyla Foça’da kurulması çalışmalarını başlattıklarını açıkladı. “Hareketin felsefesi sanayileşme çarkı içinde hızlanan yaşam biçiminin sağlığımızı alıp götürmesi üzerine manalı bir karşı duruş sergilemek. Bilinçli tüketici davranışlarını bireysel ve örgütsel anlamda yaşamak ve yaşatmak. Talebin değişmesini sağlayarak üretimde yaratılan gereksiz ve yer yer sağlıksız gıdalar konusunda toplumu bilinçlendirmek. Yöredeki esnaf ve üreticiye sahip çıkmak. Sebze ve meyveyi mevsiminde, yörede geçerini tüketerek yöresel kalkınmaya öncelik vermek biçiminde özetlenebilir” sözleriyle hareketi tanımlayan ve amaçlarını ortaya koyan Demirağ; bu konuda verilecek mücadelenin kolay olmayacağını vurguladı.
60 yıldır Foça’da yaşayan ve halen Foça’daki Kara Fırın’ı çalıştıran Kadriye Şenkaya; Foça’nın geçmişinde varolan yöresel yiyecek-içecek kültüründen ve doğal yaşamdan örnekler verdi.
İzmir Bardacık oluşumu lideri gazeteci Nedim Atilla konuşmasına Slow Food hareketinin dünyada ve Türkiye’deki başlangıç ve gelişim sürecini anlatarak başladı. 25 yıl önce İtalyan Carlo Petrini’nin kurucu lideri olduğu hareketin; Roma’da şehirle özdeşleşmiş İspanyol Merdivenleri’nin karşısına, varolan bir züccaciye dükkanının kapatılarak yerine dünyaca yaygın fast food zincirine bağlı bir restoran açılmasına tepki olarak doğduğunu anlattı.
Nedim Atilla “Bu dükkanın karşısında büyük kazanlar kurarak, yerel ürünleri olan spagetti pişirip gelen geçene bedava dağıtmak suretiyle restoranın kapatılmasını sağlayan öncüler daha sonra örgütlü bir hareket haline geldiler. Bugün 120 ülkede bu amaçla çalışan örgütler kendilerine yöreleriyle ilgili konuları çalışma alanı seçerek imza kampanyaları, etkinlikler ve eylemler düzenliyorlar. Her yıl 10 Aralık’ta İtalya’da ”Terra Madre” (Toprak Ana) kutlamalarına üye ülke gruplarının yanında üye olmayanlarda katılarak destek vermektedirler. Ayrıca her grup kendi ülkesinde bu adla şenlikler düzenlemekte amaçlarına uygun faaliyetlerde bulunan üretici kişi ve kuruluşlara destek ödülleri vermektedir. İzmirde 2010 yılı Terra Madre Günü- Toprak Ana’ya Saygı Plaketlerinden biri de Foça Karası Üzümü’nü hayata döndüren Foçalı Volkan Sucukçu ve arkadaşlarına verildi. Slow Food hareketinin hayata geçirdiği “Gastronomi Bilimleri Üniversitesi”ne öğrenci gönderebilmek için sınavlar açılmakta ve çok sınırlı sayıda kişi burada eğitim alabilmektedir. Türkiye’den bu akademide halen 3 kişi bulunuyor, 2005 yılından beri de toplam 10 Türk öğrenci eğitim aldı. Uluslararası örgütlere doğrudan üye olma hakkı verilmesinden sonra, harekete Türkiye’den 700 kişi katıldı. Bunu kısa zamanda 1500 kişiye çıkarmayı amaçladık. Foça’da “Zeytindalı Foça” adıyla kuruluş hazırlıkları yapılan grubun, yörenin sahip olduğu pek çok özelliği korumak ve sürdürebilmek için konu sıkıntısı çekmeyeceğine, etkinlik ve eylemlerinin tüm hareket tarafından destek ve yardım göreceğin söyleyebilirim. Yasal olarak “Slow Food Türkiye” adını kullanamadığımız için “Slow Food Anadolu” adıyla birleştik ve bu adla kişiler bize ulaşabilir.” Dedi.
Nedim Atilla Ege’nin gerçek anlamda bir Slow Food coğrafyası olduğunu söyledi. Bu nedenle de faaliyetlerin en iyi. Ege’de sürdürüldüğünü belirtti.
Nedim Atilla konuşmasına şöyle devam etti. “Slow Food hareketinin temelini “Convivium”’lar oluşturur. Buraların toplanma yeri olarak düşünülmesi gerekir. İyi, temiz ve adaletli olmak işin temelidir. Yerel ve doğal olanı savunuruz, üye kişilerinde buna uygun yaşaması gerektiğini esas alırız. “Conviviumlar”da itiraz kültürü hakimdir.Aynı fikirde olmayan kişilerin birlikte doğru işler yapmasının mümkün olduğunu gösterdik”..
Atilla son bölümde şubelerin kurulması ile ilgili sayısal bilgilere ve katılımcıların genellikle Foça ve yöresel problemlere yönelik sorularına cevap verdi. Bu sorunların başında da yöreye kurulması planlanan 5 adet Termik santralle ilgili yöneltilen sorulara “Biz çevreci bir örgüt değiliz ancak amaçlarımıza aykırı sonuçlar doğuracak her faaliyete karşı çıkmayı görev kabul ediyoruz” dedi.
Katılımcıların kuruluş çalışmaları eylem ve etkinliklerde buluşmak dilekleriyle toplantı sona erdi.
