Uluslararası Slow Food örgütünce Türkiye’nin ilk ve tek Yeryüzü Pazarı ilan edilen Foça Yerel Pazarı’nda 25 Mayıs 2014 Pazar günü GDO’lu üretim teknikleri ve dünyadaki tekelleri protesto edildi.
Dünyada genetiği değiştirilmiş tohumların yüzde 90’ını üreten Monsanto, her yıl 24 Mayıs tarihinde dünyanın çeşitli ülkelerinde miting, gösteri, yürüyüş ve çeşitli eylemlerle protesto ediliyor. Çevreciler ve doğal beslenme aktivistleri, canlı organizmaların genleri üzerinde yapılan değişikliklerin canlı sağlığını tehdit ettiğini, milyonlarca yılda oluşan biyolojik çeşitliliğin azalmasına yol açtığını iddia ediyor. Ekolojik dengeye geri dönüş yapılmayacak ölçüde tahribat yaratan GDO’lu üretim tekniklerinin, tüm üreticilerin birkaç dev şirkete ekonomik bağımlılığına yol açtığını, canlıların yaşam hakkının elinden alındığını ve canlılar üzerinde mülkiyet hakkı anlamına gelen genlerin değiştirilmesinin kabullenilmesinin mümkün olmadığını savunuyorlar.
Kurulduğu yerin en çok 40 kilometre uzağından getirilen ürünlerin satılması, üretenle satanın aynı kişi olması, aracı kullanılmaması, mevsimsel ve yerel tarımsal şartların izin verdiği ürünün üretilmesi ve üretildiği dönemde tüketilmesi gibi esaslarla kurulan Foça Yeryüzü Pazarı’nda yapılan protesto dolayısıyla pazar girişi ve tezgahlara konuyla ilgili pankartlar asıldı. Pazar alışverişine gelen müşterilere bilgiler verildi. Türkiye’nin değişik bölgelerinden takas yoluyla temin edilmiş tohumlardan elde edilen fideler dağıtıldı. Bunlardan elde edilen ürünlerin bir kısmının yiyecek olarak tüketilmesi, bir kısmının da gelecek yıl ekilmek üzere tohum olarak değerlendirilmesi öğütlendi.
Pazarın kurucusu olan Foça Zeytindalı Grubu üyelerinden Kemal Ateş Monsanto’nun 2500’den fazla tohum türünün patentini alarak 150’den fazla ülkede faaliyet gösteren bir şirket olduğunu belirtti.
Türk Patent Kurumu ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın paravan GDO firmalarına hiçbir şekilde izin vermemesini istediklerini dile getiren Ateş; “Tekel firmalar önce GDO’lu ürünleri, sonra bunlardan gelişen hastalıkların ilaçlarını piyasaya sürerek insanları çok yönlü sömürüyor. Reklam ve iletişim yolları ile halkın yanıltılmasının önüne geçilmesini, geleceğimize miras bırakabilmek için tohumlarımıza sahip çıkılmasını istiyoruz. GDO ve GDO’lu ürün üreticilerine hayır diyoruz. Doğal çeşitliliğe zarar veren yeni Frankeştaynlar yaratma tekniklerini reddediyoruz.” dedi.
