ISSN 1308-8483
   ISSN 1308-8483
Foça İnsantral’de termik santrallerle geleceğini masaya yatırdı

   .::


Seyfi GÜL    

  Yayın Tarihi: 27.1.2014    

Foça İnsantral’de termik santrallerle geleceğini masaya yatırdı



Foça Belediyesi, Foça Çevre ve Kültür Platformu (FOÇEP) ve Foça Zeytin Üreticileri Birliği işbirliğiyle düzenlenen “İNSANTRAL” başlıklı panelde “Termik Santral ve Cüruf Alanlarının Çevresel Etkileri ile Yenilenebilir Çözümler”i masaya yatırdı.

Reha Midilli Kültür Merkezi’nde 25 Ocak 2014 Cumartesi günü saat 20.30’da başlayan panelin moderatörlüğünü Foça Zeytin Üreticileri Birliği Başkanı ve Foça Çevre ve Kültür Platformu(FOÇEP) Yürütme Kurulu üyesi Raşit Dirim yaparken, konuşmacı olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgil, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Çevre İçin Hekimler Derneği Başkanı ve EGEÇEP Dönem Sözcüsü Prof. Dr. Ali Osman Karababa ve Marmara Üniversitesi Enerji Ana Bilim Dalı Başkanı, Avrupa Yenilenebilir Enerji (EUROSALAR) Türkiye Bölüm Başkanı ve Türkiye Çevre Platformu Koordinatörü Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar katıldı.



Raşit Dirim’in Bakırçay yöresinde 24 yıldır sürdürülen çevre mücadelesine değindiği sunumun ardından açış konuşmasını yapmak üzere mikrofona gelen Foça Belediye Başkanı Gökhan Demira, hukuk mücadelelerinin devam ettiğini söyledi. Demirağ; “Termik santrallere ve oluşturulan cüruf döküm alanlarının kaldırılmasına yönelik süreç devam ediyor. Geldiğimiz bu noktada sağlam bir direnç noktası yaratmak ve fikir alışverişinde bulunmak amacıyla bu panelimizi düzenledik. Herkesin öneri ve katkılarını bekliyoruz. Foça Kent Konseyi, Foça Çevre ve Kültür Platformu ve Foça Zeytin Üreticileri Birliği ile birlikte ortak çalışacağımız bu konuyla ilgili olarak, ülkemizde bir kamuoyu oluşturacağız. Bölgemizde, termik santral ve yeni cüruf döküm alanı istemiyoruz” dedi.

Gazeteci-Yazar ve EGEÇEP Yürütme Kurulu Üyesi Özer Akdemir; bir televizyon kanalında yayınlanan ‘‘Çepeçevre Yaşam’’ isimli belgesel programından, 19 dakikalık bir seçki sundu. Belgesel film seçkisinde; Bakırçay Bölgesi’ndeki sanayi kirliliğinin ulaştığı aşırı boyutlara, Horozgediği-Kozbeyli yöresinde yaşayanlarla ve gemi söküm tesislerinde çalışan ve bu sebeple kanser hastalığına yakalanmış iki kardeşle yapılan röportajlara ve çevre kirliliğine karşı yaşam haklarını savunarak, bu mücadeleyi kazanan Gerze-Yaykıl Köylüleri’ne yer verildi.

Termik santrallerin teknik yapılarını anlatan Yrd. Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgil; ‘‘1974 yılından itibaren Aliağa Bölgesi’nde kurulmaya başlayan ve sayıları giderek artan; rafineri, petro-kimya, demir-çelik, gemi söküm ve karışık sanayi tesisleri, yöremizi mantık dışı boyutlarda çok olumsuz bir biçimde etkilemektedir. Sanayici tesisi kuracak kar edecek, işi bittiğinde burayı terk edecek; bizler ve gelecek nesiller genetiği değişmiş olarak mı yaşayacağız? Hemen yanı başımızda, komşu bir ülkede yaşanan bir savaşta kullanılan bir makine ya da bir tank, bu tesislerde işlenecek ve soframıza bir kaşık olarak gelecek. Biz de hayatımız boyunca bir radyasyon ışımasına maruz kalacağız.’’ dedi.

Prof. Dr. Ali Osman Karababa ise konuşmasında, termik santraller ve cüruf alanlarının yıkıcı etkilerini insan ve toplum sağlığı bakımından değerlendirdi. Karababa; ‘‘Bu tesislerden yayılan zehirli ve kimyasal maddelerin yarattığı kirliliğin boyutları hayal sınırlarımızı zorluyor. Su, hava ve gıdaya karışarak insan sağlığını inanılmaz derecede kötü bir şekilde etkiliyor. Bizim Anayasal hakkımız olan; sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımız açıkça ihlal ediliyor. Aliağa’daki sanayi tesislerinin, bu kadar bir araya getirilmesi ve bu yoğunlukta kurulması çok mu gerekli. Bu çok çarpıcı. Sözde, kirliğinin önlenmesi amacıyla bu tesislerde çeşitli tedbirlerin alındığı söyleniyor. Bu büyük bir kandırmaca. Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye’de kabul edilen standart genel kirlilik değerlerinde ciddi farklılıklar var. Çevre kirliliği sebebiyle, doğumsal anomaliler, astım alerjileri ve buna bağlı olarak solunum rahatsızlıkları ile erken çocukluk kanserleri giderek yaygınlaştı. Zaten yeteri kadar kirlilik var ve bunun yanında bölgeye 7–8 termik santral daha kurulmak isteniyor. Bu akıl almaz bir durum.’’ dedi.

Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar da konuşmasında, yenilenebilir enerji kaynakları konusunu ele aldı. Uyar; ‘‘Ülkemizin ve halkımızın maruz kaldığı çevre kirliliği tehdidi kabul edilemez. Küresel-Neo Liberal bir saldırı ile karşı karşıyayız. Güneş hiçbir bedel istemiyor. Her gün emrimize amade. Yok olup gitmemek için, doğaya uyumlu olmak zorundayız. Güneşimiz, rüzgârımız, jeotermal kaynaklarımız ülkemizde bol miktarda var. Üstelik bu kaynaklar sınırsız ve ücretsiz. 1850’de Sanayi Devrimi’ni yaşamış Avrupa ve Amerika, bu devrimi takip eden yıllar boyunca çevre kirliğinin yıkıcı etkilerini en çarpıcı biçimde yaşamıştır. Bu yüzden bugün, yenilenebilir enerjiyi istemektedir. Ülkemizde, Avrupa ve Amerika’nın kesinlikle reddettiği eski teknolojiler uygulanmak istenmektedir. Ülkemizdeki sanayi tesisleri için; yabancı ülkelerde yakılmış kömürü, zehirli fosili alırsanız, büyük sorunları da alırsınız demektir. Çözüm olarak, enerjiyi etkin olarak kullanmalı ve daha az enerji ile iş yapmalıyız. Tüketim oranımızı azaltmalıyız. Elektriği, şehir dışında kurulacak rüzgâr tribünü sistemleri ve şehir içinde evlerimizin çatısında kuracağımız güneş enerjisi sistemleri ile sağlamalıyız. Modern ve sağlıklı olan enerji modellerini örnek almalı ve uygulamalıyız.’’ dedi.

Panelistler, son bölümde, izleyicilerden gelen soruları cevaplandırdı. Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ; Panelistlere, Panel Moderatörü Raşit Dirim, FOÇEP Yönetim Kurulu Başkanı Nermin Korkmaz ve FOÇEP Yürütme Kurulu Üyesi Bahadır Doğutürk’e panelin gerçekleştirilmesindeki katkılarından ötürü teşekkür plaketi verdi.



Seyfi GÜL







Okunma: 2768
Okunma: 2768












Booking.com


   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)