ISSN 1308-8483
   ISSN 1308-8483
Foça Festivaline geldiler miting yaptılar

   .::


Seyfi GÜL    

  Yayın Tarihi: 15.9.2013    

Foça Festivaline geldiler miting yaptılar



Foça Kültür Sanat ve Balıkçılık Festivali etkinlikleri kapsamında 13 Eylül 2013 Cuma gecesi saat 21.00’da Yenifoça Reha Midilli Sosyal tesislerinde düzenlenen ve Gazeteci Uğur Dündar ile İzmir ve Türkiye Gazeteciler Cemiyetleri Başkanı Atilla Sertel’in konuşmacı olduğu panel mitinge dönüştü. İki konuşmacı da alkışlar ve sloganlar nedeniyle konuşmalarına güçlükle devam ettiler.

MİTİNGE GELMİŞİZ

Küçük çaplı bir stadyumu andıran Reha Midilli Sosyal Tesisleri’ni dolduran 3000 dolayında vatandaşın yoğun tezahüratı ve sevgi gösterileri ile sahneye çıkan ikili, bir buçuk saat süren panel süresince ayakta konuştular. Açılış konuşmasını yapan Atilla Sertel’in ilk sözleri “Panel yapmaya geldiğimizi sanıyorduk, oysa mitinge gelmişiz” oldu.

Sertel; “Türkiye Cumhuriyetinin geleceğinin ışıklar içinde olacağını, asla yıkılmayacağını, şanlı al bayrağın sonsuza kadar dalgalanacağını, bizi kimsenin bölemeyeceğini, bizi kardeş kavgasına sokamayacağını, hangi anadan babadan doğarsa doğsun, hangi kentten gelirse gelsin, hangi düşünceden olursa olsun, herkesin eşit, adil, demokratik ve güzel bir Türkiye’de yaşama ülküsüyle bir arada olduğumuzu biliyoruz ve sizi selamlıyoruz. Tuncay Özkan’ın, Mustafa Balbay’ın, gazetecilerin özgürlüğü için, sizin daha yüksek daha yürekli sesinize, desteğinize ihtiyacımız var” dedikten sonra kadınlara seslendi. “Türkiye’yi kurtaracak olan sizsiniz. Önde kadınlar. Bizim hiçbir şeyden korkmayan analarımız bacılarımız. Kadınlar erkeklerden daha korkusuz. Ana onlar. Önce onların sesini duyuyoruz. Ve onların sesi asla kısılmadı. Gezi parkında gençlerimize, şehitlerimize, gözleri kör edilenlere önce onlar sahip çıktı. Taksimi anneler kuşattı, Türkiye’yi anneler kuşattı. Korkmadılar, korkutamayacaklar” dedi.



Uğur Dündar ise söze Müjdat Gezen’i anarak ve esprilerle başladı. “Müjdat buraya gelirken bana dedi ki asla yaşımızdan bahsetme. Ben de söz verdim bahsetmeyeceğim. Ama yaşından dolayı buraya gelemediğini tahmin edersiniz” sözleriyle kahkahalar attırdı.

Gezi parkı eylemleri ve sonrasındaki protestolar sırasında ölen Antakyalı iki gencin evlerini ziyaret ettiklerini belirten Dündar gördüğü manzarayı şöyle anlattı. “Kentin arka sokakları. Dar sokaklar. Orta halli yada yoksul evler. Gözü yaşlı, analar, bacılar, kardeşler, dostlar, akrabalar. Girdiğiniz evlerde salon ya da büyükçe bir oda, bir sedir, birkaç sandalye, elle örülmüş tül perdeli camlar ve hepsinin duvarlarında kocaman Atatürk portreleri”

Dündar konuşmasına atılan “Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam” sloganlarının ardından devam etti. İktidarın darbe çağrısı yapılıyor diye halkı yanılttığını “en kötü demokrasi en iyi darbeden daha iyidir. Bu gençlerin hiçbiri darbe özlemi içinde değildir ve darbeye karşıdır. Hatta onlardan daha karşıdır. Başbakan kendince bin türlü komplo teorileri üretiyor. Bağırıyor. Ey CNN diyor. Ey Reuters diyor. Ey Yahudi lobisi. Ey Divan Oteli. Ey dersem daha fazla saçmalayacağım o yüzden kesmek lazım. Orada gezi parkındaki gençler iki üç yabancı dili ana gibi konuşuyorlar. Kendi adamları İngilizce konuşuyor Tarzanca. Bu çocuklar İngiliz yada Amerikan aksanıyla konuşuyorlar. Yahu insan ülkesinin bu kalitesiyle, bu kaliteli gençliğiyle gurur duyar. İftihar eder. Ama bizimkisi korkuyor gençlerden.”

BU DÖNEM BAŞIMA GELEN

Müjdat Gezen 12 Eylül’de zincirlenerek götürüldü zindana. Ama ona sorun “Bu dönem başıma gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiştir” diyecektir. Onun için “Naftalin Bozulmuşsa” diye bir kitap yazdı. Korkusundan kitabı basmadan önce hukuki bir sorun var mı diye yılların avukatı Turgut Kazan’a inceletti. Kazan ona şöyle bir cevap yazmış. “Sevgili Müjdat benim kırk yıllık hukukçuluğuma güvenme. Çünkü hukukun olmadığı yerde hukukçu olmak, denizin olmadığı yerde denizcilik bakanı olmak gibi bir şeydir”

“Şimdi dürüst gazetecilik her zamankinden daha zor. Görüyorsunuz bir telefonla gazeteci kapının önüne konuluyor. Önümüze geçen. Desteği arttırın. Özgür medyaya sonuna kadar sahip çıkın”

“Evlatlarını Gezi Parkı’na götürüp sahip çıkana, biz de buradayız diyen analara yürekten şükranlarımı sunuyorum”

“Atatürk bu günleri önceden görmüş. Cumhuriyeti iki temel üzerine oturtmuş. Biri laiklik. Öteki gençlik. O yüzden Cumhuriyeti asla yıkamazlar” sözleriyle konuşmasını “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganları arasında tamamladı.

“Milli içkimiz sudur. Yoğurda katarsan olur ayran, rakıya katarsan edersin bayram” sözleriyle son bölüme alkışlarla başlayan Sertel İzmir’in Kurtuluş’unda, Kuruluş’unda kenti olduğunu, kadınların önder olduğu, ezilmediği, kadınların evlerini yönettiği bir kent olduğuna vurgu yaptı.

BENİM CUMHURBAŞKANI ADAYIM UĞUR DÜNDAR’DIR

Uğur Dündar’ı önümüzdeki yıllarda çok önemli bir makamda görmek istediğini söyleyen Sertel sözlerini “Ben burada samimiyetle söylüyorum ki benim Cumhurbaşkanı adayım Uğur Dündar’dır. Uğur Dündar’ı istiyorum” diyerek ayakta alkışlar arasında tamamladı.

Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ; Dündar ve Sertel’e yaşanan izdiham nedeniyle güçlükle hatıra plaketlerini takdim edebildi.



Seyfi GÜL







Okunma: 2648
Okunma: 2648












Booking.com


   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)