ISSN 1308-8483
   ISSN 1308-8483
Güldal Mumcu Foça’dan seslendi “Sevr mi Lozan mı?"

   .::


Seyfi GÜL    

  Yayın Tarihi: 10.2.2013    

Güldal Mumcu Foça’dan seslendi “Sevr mi Lozan mı?"



Evinin önünde, aracına konulan bombaların patlatılması suretiyle 24 Ocak 1993’te katledilen araştırmacı-gazeteci, yazar Uğur Mumcu’nun eşi, CHP İzmir Milletvekili, TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu Foça’da, İçimden Geçen Zaman adlı kitabını imzaladı ve kitabın içeriğiyle ilgili söyleşiye katıldı. Söyleşi sonunda izleyicilerin sorularını cevaplayan Mumcu, adli uygulamalar, Anayasa değişikliği gibi konulara da değinerek tüm sorunların özünde “Sevr mi Lozan mı” denkleminin olduğunu vurguladı.

Foça Belediyesi tarafından 9 Şubat 2013 Cumartesi günü Saat 17.00’da Reha Midilli Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe eski İzmir Milletvekili Kemal Anadol, CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, Karaburun Belediye Başkanı Hamza Serdar Yasa, CHP Foça İlçe Başkanı Osman Mert, ADD Foça Şube Başkanı Neşe Uprak, TUDER Başkanı Işıl Dirim Kavitaş, Temad Foça Şube Başkanı Şeref Alkoç, bazı belediye meclis üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak ile Kuşadası Belediye Başkanı M.Esat Altungün ise temsilci ve çelenklerini gönderdiler.

Foça Belediyesi Kültür Sanat Danışmanı Hüseyin Yurttaş açış konuşmasında bu yıl “Adalet ve Demokrasi Haftası”na ayrı bir özen gösterdiklerini, Güldal Mumcu’yu bu etkinlikler kapsamında Atilla Sertel ve Serdar Kızık’tan sonra üçüncü konuk olarak Foça’da ağırlamaktan onur duyduklarını belirtti.

Güldal Mumcu; Uğur Mumcu cinayetinin ardından yaşanan hukuki süreci ve mücadelesini anlattığı “İçimden Geçen Zaman” kitabı hakkında en çok sorulan soruların “Neden daha önce yazmadınız” ve “nasıl bu kadar ayrıntılı hatırlıyorsunuz” olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Aradan geçen yirmi yıllık süreçte bilinen ve bilinmeyen pek çok konu hakkında bilgi verdi.



Olayın hemen ardından yakınları ve dostlarının ısrarıyla yaşananları kasete okuyarak kaydettiğini, ilk kez 2000’li yılların başında bu kitabı oluşturmaya çalıştığını ancak araya giren pek çok olayın, tamamlamasına engel olduğunu dile getiren Mumcu nihayet özenli bir çalışmayla kitabı kamuoyu ve okurlarla buluşturabildiğini söyledi.

İLK ÜÇ GÜN CANIMI ÇOK ACITTI

Mumcu “Yazmaya başladığımda o ilk üç gün canımı çok acıttı. Bu yüzden yazmak ta istemedim. Geçen yıl bunu bitirmek benim sorumluluğumdur ve genç kuşaklara bellek olsun diyerek bitirdim. Yirmi yılın sonunda her şey daha soğumuş ve daha kolay anlaşılır hale geldikten sonra denk düştü” dedi.

Güldal Mumcu’nun kendi anlatımıyla, söyleşisinde değindiği bazı konular şöyle:

BAŞINDA SAVCI OLMADAN UĞUR’UN ODASINI ARAYAMAZSINIZ

“Avukatım Emin Değer’e dedim ki İçişleri Bakanlığı’na bir dilekçe vermem lazım. Başında savcı olmadan katiyen Uğur’un odasına gelip arama yapamazsınız diye. O zamanki bakan İsmet Sezgin telefon açıp bu dilekçeyi vermenizden çok üzüntü duydum dedi. Neden diye sordum. Böyle bir şeyle ilk kez karşı karşıya kalıyoruz deyince, ben de daha önce Muammer Aksoy olayında yaşananları anlatıp “böyle bir şeyle karşılaşmak istemiyorum” dedim.”

UĞUR’UN SAÇLARI BEYAZ GÖZLERİ MAVİ MİYDİ?

“Olayın ertesinde 18 Şubat 1993 tarihinde olayı takip eden askeri savcı Ülkü Coşkun bilgi almak için evime geldi. Uğur’u tanıdığını söyledi bana. Onunla da otopsi raporu hakkında tartıştık. Siz bu olayın savcısısınız. Raporun altında imzanız var. Orada bulunmuş olmanız gerekli. Uğur’un saçları beyaz gözleri mavi miydi. “Bilemezsiniz ne kadar değişiyor insanlar” dedi bana. Dedim ki öldüğü zaman saat kaç. Otopsi yapıldığı zaman saat kaç. Bu kadar çabuk mu oluyor bu iş”

ÜÇ PATLAMA YAZDIRMAK İÇİN BAYAĞI ENERJİ SARFETTİK

“Kapıdan çıktım üç patlama duydum” dedim. Yaz kızım dedi, katibeye.”Kapıdan çıktım patlama duydum” Dedim ki bilgime başvuruyorsunuz madem. Ben üç patlama duydum. Bunun üç patlama olarak geçmesini istiyorum. Bunlar ayrıntı dedi. Üç patlama yazdırmak için bayağı enerji sarfettik”

“Dosyada olay yerini gösteren krokiler var. O krokilerde su deposu başka yerde, o başka yerde bu başka yerde. O kadar özensizlik var ki”

BU İŞİ DEVLET YAPMIŞTIR SİYASİ ERK İSTERSE ÇÖZER

“Bize olayın raporunu göstermiyorlar. Ama Ertürk Yöndem, programında bunları göstereceğini bas bas bağırıyor. Dedim ki raporu bize vermekten çekiniyorsunuz, ön soruşturma gizlidir diyorsunuz, ama televizyon bangır bangır bağırıyor. Hiç haberim yok dedi. Hemen şimdi gideceğim ve yazı yazacağım dedi. Ben de dedim ki “bakalım siz mi güçlüsünüz onlar mı” “Güldal Hanım” dedi. “Üstüme gelmeyin. Bu işi devlet yapmıştır. Siyasi erk isterse çözer, ama basına söylerseniz bunu reddederim” dedi.

MEHMET AĞAR YAPAMAM DEDİ

“Mehmet Ağar İçişleri Bakanı oldu. Avukatım ve benimle görüşmek için evime geldi. Ona olayı kurcaladıkça önümüze bir duvar çıkıyor dedim. O da “Evet bir duvar var” dedi. Çekin tuğlayı yıkılsın duvar dedim. Yapamam dedi.”

“MİT Müsteşarından randevu alıp görüşmeye gittim. Bana dedi ki. “Güldal hanım sizi temin ederim ki başında bulunduğum kurumun bu cinayetle hiçbir ilişkisi yoktur” Teşkilatınıza hakim misiniz beyefendi diye sordum. Bir insanın boncuk boncuk terlediğini orada gördüm.”

KATİL HERKESİN YANIBAŞINDA ŞEHRİN ORTASINDA ÇIKABİLİR

2000’li yıllarda değişen savcının davayı yeniden canlandırdığını, yakalanan bazı sanıkların “ben yataklık yaptıysam polisime jandarmama yaptım” ifadeleri üzerine tahliye edildiğini anlatan Güldal Mumcu, yakalananlar arasında bir gözcü ve bir eylemi yapan olduğunu, ama bombayı yapan kod adı Cihad olan Oğuz Demir adlı kimya mühendisinin hala bulunamadığını söyledi. Mumcu “Sivas olaylarını yapan da yıllarca herkesin yanı başında, şehrin ortasında yaşamış. Ölünce ortaya çıktı. Bizimki de öyle olacak gibi” dedi.

EMİRLE HAREKET EDENLE ADALET YERİNE GELMEZ

“Erk’i elinde bulunduran insanların her zaman adaletli, hukuğa uygun davranması lazım. Eğer vicdanları varsa, o vicdanları hayalet olarak onları her zaman rahatsız edecektir. Onların bu sıkıntılarını çok yakından gördüm. Doğru davranmaları da çok güç. Emirle hareket eden adalet yerine gelmez. Bugün de öyle bir durumdan geçiyoruz.”

“Zaman aşımı olarak 2023’te bitiyor. Bu tarihten sonra birileri çıksa ben yaptım, işledim bunu, bana da şunlar şunlar talimat verdi dese bile ona ceza verilemiyor”

DİNK CİNAYETİ SIRASINDAKİ VALİ BAKAN OLDU

“Devlet içinde bir yapılanmadan kastımız kontrgerilladır. Şimdi de aynı yapılanma vardır. Büyün dünyada bu ortaya çıktı. Bütün ilişkileri ortaya döküldü. Bizim ülkemizde dökülemedi. Şimdi deniliyor ki bu derin yapılanmayla mücadele ediyoruz. Birçok insanı hapse atıyorlar. Fakat iktidarın aynı şekilde bu derin yapılanmanın bir enstrümanı olarak olayları yürüttükleri de çok açık. Bunu net olarak Hırant Dink cinayetinde görüyoruz. Bu nasıl bir mücadeledir ki olay sırasındaki Vali şimdi İçişleri Bakanı oldu. O derin yapılanma her zaman devam ediyor”

“Ergenekon’da da, Balyoz’da da bunu görüyoruz. Hepsinde de gerçeği öğrenemiyoruz. Ama bu arada insanların hayatı gidiyor. Yaşamları, özgürlükleri gidiyor. Boş yere ızdırap çektiriliyor”

MAFYA MALİ OLİGARŞİNİN AYAKÇISIDIR

“İçişleri Bakanlığı sırasında Sadettin Tantan bana dedi ki Mafya diye bir şey yoktur. Mafya mali oligarşinin ayakçısıdır. Bundan ne çıkarırsanız çıkarın”

SEVR Mİ LOZAN MI BUGÜN HALA SORUN BUDUR

“Son zamanlarda çok konuşulan şeyler var ya. PKK terörü. Ulus Devlet. Federasyon. Sınırlarımız. Anayasa. İşte bunlar için 1989 yılında Uğur şöyle yazmış. Sevr mi, Lozan mı?”

“Uluslararası Çok Düşünen Çevreler artık iktidarı darbelerle ele geçirmeyi doğru bulmuyor, şimdi de seçimle gelince gitmeme üzerine nasıl plan yapılır, onlar düşünülüyor. Yürütme Yasama’yı önünde engel olarak gördüğü andan itibaren artık hukuk devletinden bahsediyor olamayız”

“Sevr Lozan denkleminde PKK terörü de yer alıyor. Haklı olduğumuz konularda haksız duruma düşürülmek için herkes elinden gelen psikolojik baskıyı yapıyor. Bu konuda çok dikkatli olmalıyız. Sonuna kadar savunmamız gereken konularda zafiyete uğramamamız gerekiyor.”

“Sevr mi Lozan mı bugün sorun hala budur”

EŞKİYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ

Son bölümde bazı katılımcıların sorularını yanıtlayan Güldal Mumcu adil olmayan adalet sistemi hakkında CHP’nin büyük gayret sarfettiğini, tutuklu milletvekillerinin gelip mecliste görev yapamamalarının çok acı olduğunu belirttikten sonra “ İstediğiniz Anayasayı çıkarın, istediğiniz kanunları yapın, eğer adaleti sağlayacak hakimler emir ve talimatla hareket ederse, vicdanlarının sesini duymazsa, hukuğun gereğini yerine getirmezse adalet olmaz. HSYK Anayasa’nın 90.ncı maddesini uygulamayan hakimler hakkında hiçbir soruşturma açmadı. Ama Deniz Feneri savcısı söz konusu olunca işlem yapıp görevinden alıyor. Yani bu emir komuta ile hareket eden hukuk sistemi adalet dağıtamaz. Bu halden bile daha diktatörce hareket edebilecekleri bir sisteme geçmek istiyorlar. CHP bu konuda müthiş bir mücadele yürütüyor”

“Bunların üstünden geleceğimize inancım tamdır. Mücadeleye devam. Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” dedi.

Son bölümde bu kitabı yazmak için neden bu kadar beklediniz şeklindeki ısrarlı soruya “Ben yaşadıklarımızı bu kitaba koydum. Ben birlikte verilen bu mücadelenin kendi penceremden de bakarak nasıl verildiğini ancak bu zaman yazabildim. Bu sorulara rastladığım içinde konuşmamın başında özellikle bu konuya açıklık getirmeye çalıştım” cevabını verdi.

ÇİÇEK YÜRÜTMENİN TALİMATINA UYARSA MECLİS BAŞKANI SIFATINI YİTİRİR

Bir başka soru üzerinde de “Yeni Anayasa’nın bütün maddeleri protokol gereği oybirliği ile geçmek zorunda. Başbakan Mart sonunda istedi diye çalışmalar o tarihte bitecek değil. Bu Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in tavrına bağlı bir olay. Cemil Çiçek yürütmenin talimatına uyarsa Meclis Başkanı sıfatını bir ölçüde yitirmiş olur” dedi.



Kürsüye gelen Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ “Uğur Mumcu’nun anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Bugün uzunca bir yolculuktan sonra ilçemize gelen TBMM Başkanvekili ve katkılarından dolayı Foça Milletvekili olarak gördüğümüz Sayın Güldal Mumcu’ya çok teşekkür ederim” diyerek şilt ve çiçek takdim etti.

Söyleşi sonrası Güldal Mumcu’nun “İçimden Geçen Zaman” kitabını imzalaması sırasında uzun kuyruklar oluştu.

Seyfi GÜL







Okunma: 2986
Okunma: 2986












Booking.com


   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)