İzmir Milli Eğitim Müdürü, Vali Yardımcısı, İlçe Milli Eğitim Müdürü, ilgili okulun müdürü ve ilgili öğretmenler istifa ediniz. Ve gidiniz. Becerebilirseniz Hal’de limon satınız. Çünkü katlolan 35 çocuğun ölümünden siz sorumlusunuz.
Hangi mantık, hangi anlayış o yaştaki çocukları balık istifi halinde o yola götürür. Hangi mantık, hangi anlayış o yaştaki çocukların Kapadokya’dan zevk alacağını düşünür. Hangi eğitimci, hangi pedagog elinde öğretmenlik sertifikası olan hangi şahıs onların saatlerce yollarda sefil olmadan gezip tozabileceğini düşünür. Hangi anne, hangi baba o yaştaki çocuğunu gözü kapalı yolcu eder. Yazıklar olsun topunuza; yediğiniz ekmek, soluduğunuz hava, içtiğiniz su haram olsun.
Trafik teröründen, canavar kamyonlardan, uyuyan alkolik şoförlerden söz etmeyeceğim. Bu ve onlarca olumsuz benzerleri varken uluslar arası şirketlerin ve tekellerin emrini yerine getirerek hala bu ülkede karayolu (duble yol) yapımına hız veren anlayışı da mahkum ediyorum.
20 yıldır fiili olarak öğretmenlik yapmaya çalışıyorum. İçime böylesine bir kor düşmemişti. Hani Sait Faik’in meşhur sözü var ya, “Yazmasam deli olacaktım” diye, işte ben de şuan aynı durumdayım. Evet söylemesem deli olacağım, bu çocukların katili Toplu Kalite Yönetimi adı altında okulu “işletme”, öğrenci ve veliyi “müşteri”, öğretmeni de “amele” olarak gören anlayıştır. O çocuklardan az da olsa para kazanmak için onları İzmir’den Kapadokya’lara gönderen anlayıştır. Eğitimi, sağlığı bir sektör olarak görüp, rant sağlayan anlayıştır.
Artık deniz bitti. Titreyip kendimize dönelim. Yoksa…
