ISSN 1308-8483
PEKİ, ÖYLE OLSUN! / Elif Y. ÖZEL
Elif Y. ÖZEL    
  Yayın Tarihi: 26.10.2018    


PEKİ, ÖYLE OLSUN!

Sağlık hizmetleri üç basamakta sunulacak.
Yani….
Sağlıklı olan bireyin sağlığı korunacak.
Hasta olan bireyin bakımı ve tedavisi yapılacak.
Tedavi edilen bireyin de rehabilite edilmesi sağlanacak.
Ancak!!!! Lüzumu halinde;
Bu hizmetlerin tamamı tek basamakta sunulacak.
Bir basamaktan diğerine atlarken hiç kimse yorulmayacak ve mevcut şartlardan da hiç kimse şikâyetçi olmayacak.
Sağlık hizmetleri multidisipliner bir hizmet anlayışıyla sunulacak.
Yani…
Talep edilen hizmet, bir ekip tarafından sunulacak.
Ekip üyeleri sadece görev tanımlarında belirtilen işleri yapacak ve sadece o işlerden sorumlu tutulacak.
Yönetim, ekip üyelerinin iş motivasyonlarını arttıracak her türlü sosyal faaliyete destek olacak.
Ancak!!!! Lüzumu halinde;
Talep edilen hizmet, insansız araçlarla sunulacak.
Bir sonraki emre kadar bütün görev tanımları unutulacak.
Var olan personele olmayan personelin ya da personellerin işleri de yaptırılacak.
Motive edici unsurlar bir süreliğine devre dışı bırakılacak.
Hemşirenin olmadığı yerde acil tıp teknisyeni, acil tıp teknisyeninin olmadığı yerde hasta bakıcı, doktorun olmadığı yerde de hemşire bulundurulacak.
Sağlık hizmetleri kalite standartlarına uygun sunulacak.
Yani…
Yeterli sayıda personel ataması yapılacak.
Personel hizmet içi eğitim programlarına eksiksiz katılacak.
Yönetim, bilimsel çalışmalara destek olacak.
Yapılan her türlü işlem kayıt altına alınacak.
Malzeme ve stok yönetimi, işin profesyonelleri tarafından yapılacak.
Hasta mahremiyetinin, hasta ve çalışan güvenliğinin sağlanabilmesi açısından ne gerekiyorsa yapılacak.
Personelin özlük hakları korunacak.
Ancak!!!! Lüzumu halinde;
Az personelle çok iş yapılacak.
Eğitimlere katılamayanlara ceza nöbeti tutturulacak.
Mücbir hallerde bilimsel çalışmalara köstek olunacak.
Kayıt altına alınamayan işlemler unutulacak.
Malzeme ve stok yönetimi, birer aylık periyotlarla ve de nitelik şartı aranmaksızın, yönetimin o ay uygun gördüğü personel tarafından yapılacak.
Hasta mahremiyetinin ya da hasta ve çalışan güvenliği sağlanamadığı hallerde, arbedeyi darbe almadan atlatmanın yollarına bakılacak.
Özlük hakları bir süreliğine yok sayılacak.
Sağlık hizmetleri 7/24 eksiksiz şekilde sunulacak. Her hastanenin tam teşekküllü bir acil ünitesi olacak.
Yani…
Sağlık hizmetleri, tüm resmi ve dini bayramlarda, ayrıca ilan edilen tüm resmi izin zamanlarında tam zamanlı ve aksatılmadan sunulacak.
Acil servise hasta kabulünde triaj ilkelerine uyulacak. Hasta kabulü bu ilkeler doğrultusunda yapılacak.
Acil servislerde hasta ve çalışan güvenliğine yönelik önlemler maksimum düzeyde tutulacak.
Hizmet, yeterli malzemeyle ve donanımlı cihazlarla sunulacak.
Malzemelerin kontrolü ve cihazların kalibrasyonu zamanında yapılacak.
Ancak!!!! Lüzumu halinde;
Personel yıllık izinde de olsa göreve çağrılacak ve plansız yaşamaya alışacak.
Sağlık personeli böyle zamanlarda, kendisini bütün sosyal faaliyetlerden soyutlayacak.
Acil servise başvuran hastalar, her şartta ve durumda ilgiyle karşılanacak ve sevgiyle uğurlanacak.
Güvenlik sağlanamıyorsa herkes başının çaresine bakacak.
Mevcut malzemeyle harikalar yaratılacak, donanımsız cihazlara donanımlı muamelesi yapılacak.
Personel, çalışmayan cihazı çalışır hale getirebilmek için, öncelikle cihaza el ayasıyla birkaç kez orta ayarda şiddet uygulayacak. Teknik hizmet personeli, ancak mevcut yöntem işe yaramazsa çağırılacak.
Şayet teknik hizmet personeline ulaşılamazsa, personel olay yerine gelinceye kadar, ilgili cihaza yokmuş gibi davranılacak.
Sağlık hizmetleri nitelikli personelle sunulacak.
Yani… Ya da Ancak!!!
ASLINDA… HER ŞARTTA VE DURUMDA!!!!
Sağlık personeli;
Etkili iletişim becerilerine sahip olacak.
Problem çözme yeteneğini gelişik tutacak.
Emekli olana kadar, akıl sağlığını koruyacak.
Öfke kontrolü ve stres yönetimi konusunda eğitimli olacak.
Mesleki risklerin farkında olacak. Kendini bu risklerden itina ile koruyacak.
Hepatit, HIV vb. hastalıklara yol açan virüslere bulaşmayacak. Kazara bulaştıysa da kaderine razı olacak.
Dezenfektan, antiseptik vb. kimyasalları hayatının olmazsa olmazları sayacak. Gün gelecek onlarla ruhunu arındıracak.
Mesai saatlerinde sinirlerine hâkim olacak.
Akli dengeni yitireceğini hissettiği anda, normale dönmesini sağlayacak bütün yöntemleri ivedilikle devreye sokacak.
Hüznünü de sevincini de içinde yaşayacak.
“Tükenmişlik” adı verilen sendromla öğrencilik yıllarında tanışacak ama hiç oralı olmayacak. Tükense de, tammış gibi davranacak.
Görevde yükselmenin her zaman liyakat ya da performans sistemi esas alınarak yapılmadığına şahit olacak ama bilinçaltına atacak.
Sebebi her ne olursa olsun, isyana sebebiyet verecek her türlü hal ve hareketten uzak duracak. İsyanın bastırılması amaçlı yapılan her türlü girişimde, yönetime destek olacak.
Normal bir insanın belki de 10 yılda yaşayabileceği ya da hiç yaşamayacağı sorunları bir yılda yaşayacak. Ama yılmayacak. Bilakis, azimli ve dirayetli olacak.
Döner sermayeyi kim döndürmüş, dönerken kimlerin yüzünü güldürmüş, bu vb. yönetimsel konulara burnunu sokmayacak.
Alınan kararlara saygı duyacak.
Ek gösterge neymiş, süt izni verilir miymiş, tayin hangi gerekçelerle istenirmiş, bunlara kafa yormayacak. Vaktini daha kıymetli konular için harcayacak.
Yöneticinin insafına bırakılmış konuları sorgulamayacak. Yani haddini aşmayacak.
İcat nöbetlerini icat edenin arkasından konuşmayacak. Bilakis birkaç saatliğine de olsa, evinde olabildiği için ilgili kişiye şükranlarını sunacak.
Ocakta yemeğim var diyen kadına da,
Bu sırayı beklersem uçağı kaçırırım diyen adama da anlayışlı davranacak.
Rapor isteyene raporunu verecek.
Sadece hastanın istediği ilaçları reçete edecek. Bu sayede herkesle gül gibi geçinecek.
Şu üç günlük dünyada kimseyi üzüp incitmemeyi eninde sonunda öğrenecek.
Yıllık iznini, öyle ikiye üçe bölmeyecek. Tek seferde tüketecek. Bırak itiraz etmeyi, izin kullanabildiği için Allah’a şükredecek.
Tehdit edildiği, korkutulduğu, hatta taciz edildiği zamanlarda bile ses tonunu değişmeyecek.
Ne duruşunu bozacak ne de şeytana uyacak.
Hakaret edene eyvallah edecek kadar geniş,
Depresyona girmesine mani olacak kadar da gamsız olacak.
Yani, ne duyarsız olacak ne de kayıtsız kalacak,
Ne rahat olacak ne de kendini yoracak.
“Sen benim kim olduğumu biliyor musun? lu sorulara da
Makamını kullanarak kendisine tehdit savuranlara da alışacak.
Kimi gün ölenle ölecek,
Kimi gün ölen yüzünden öldürülecek.
Kimi gün duvarda asılı duran diplomasına hakaret edilecek,
Kimi gün anasına, avradına düm düz sövülecek.
Alıp başını gitmek isteyecek ama gidemeyecek,
İnceldiği yerden kopsun diyecek ama vicdanı elvermeyecek.
Belki de bir gün, bir gece nöbetinde, kafasına sıkılan tek bir kurşunla hayata veda edecek.
Bir yaşamın, harcı bozuk biri tarafından harcanmasına
Ve bir insanın, harcını sağlam tutanlar tarafından uğurlanmasına milyonlar şahitlik edecek.
Edecek ama….
Yine de hiçbir şey değişmeyecek.
Bizi ölmekten ziyade işte bu kahredecek.
Ölen öldüğüyle kalırken,
Analar gözyaşlarını silmeye devam edecek.


Elif Y. ÖZEL



2005











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)